4 Şubat 2013 Pazartesi

New York Notları #2

Ülkelere yaptığım yolculukları seyahatten ziyade bir macera gibi algılamaya çalışırım. Her gördüğüm yer oranın halkını ve adetlerini anlamama yardımcı olur, bu sayede kendi davranışlarımı ve bakış açımı sorgular, vizyonumu ve dünyaya bakış açımı geliştirmeye çalışırım. Herkes kendi doğrularının gücüne inansa da kalıpların dışında çıkmak bazen size gerçek doğruları gösterebilir. Bu nedenle maceramın yarısını turist gibi geçirirmeye, diğer yarısını ise yerliler gibi geçirmek benim için en anlamlısı.


Seyahat planlamamı öncelikle kendime bir seyahat defteri alarak yaparım. İçine yemek, alışveriş, gezilecek müzeler ve görülecek noktalardan oluşan bir planlama hazırlarım. Deftere müze biletlerinden, aldığım kartpostallara, oynadığım kazı kazanlardan bazı fişlere kadar yapıştırır, çizimler yaparım. İleride bakmak ve hatırlamak için mükemmel bir alan yaratmış oluyorsunuz kendinize şiddetle tavsiye ederim.


New York' ta ilk yapmanız gereken metro kartı almak, ben 2 hafta kalacağım ancak arada Rhode Island'a gideceğim için 1 haftalık kart aldım. Kesinlikle kendiniz para yüklemekten daha uyguna geliyor. Herhangi bir metro'da gişe görevlisinden temin edebilirsiniz, 1 haftalık kart şu an itibariyle 29 dolar kadar. Uzun kalacağınız tatillerde bir diğer mantıklı hareket aylık ya da haftalık internetli telefon hattı almak, iphone kullanıcısı iseniz viber gibi uygulamalardan telefon konuşmalarınızı yapabilir, imessage ve whatsapp'tan mesajlaşmalarınıza internet üstünden devam edebilirsiniz. Tavsiyem T-Mobile almamanız, çekim gücü çok düşük ve internette sıkıntı yaşabilirsiniz. Manhattan' da bir mağazaya girdiğinizde telefonunuz çekmezse şaşırmayın. AT&T ya da Verizon hatlarını deneyebilirsiniz.


Yararlı bilgiler kısmını verdikten sonra ilk işimiz 5.Avenue'ya gitmek oluyor, cadde denilince kızıyorlar ana cadde imiş orası. Caddelere de sokak diyorlar, bizden biraz farklı isimlendirmeleri. 5.Avenue lüks mağazalardan oluşan epey uzunca bir yer, zaten Lexington Avenue, Park Avenue, Madison Avenue ve 5.Avenue yukarıdan aşağı doğru diziliyorlar ve onları sokaklar kesiyor. Böylece gideceğiniz bir yeri metroda ararken avenue ya da street ayrımına bakarak bulabiliyorsunuz. Aslında mantığını çözünce basit bir sistemi var.


Fifth Avenue'nun bir ucunda Apple Temple var, tabii ki benim uğrak noktam oldu. Bir adet ipad alarak da kendimi fazlasıyla memnun ettim diyebilirim :) Buralarda türlü türlü dükkanlar var genelde zincir mağazalar, hemen Apple Temple'ın yanında FAO Schwartz diye oyuncak, şekerleme ve giyim ürünleri satan çok güzel bir dükkan var, hediyelik eşyalar için tavsiye edebilirim. Yararlı bilgilere ufak bir ekleme daha, Amerika'da gittiğiniz mağazalarda gördüğünüz etiket fiyatları vergi hariç rakamlardır. Vergiler eyaletlere göre değişiyor, New York vergi yüzde 8 civarı ve her üründe vergi var. Örneğin Rhode Island'da giyimde vergi yok, New Hampshire'da ise hiç vergi yok. Eyaletlere göre kurallar emniyet kemeri takılmasına kadar değişiyor, gideceğiniz noktaları araştırın derim.


Favori yiyecek adreslerinden devam edelim, Madison Square Park'ın içindeki Shakes Shack isimli burgerci yemeden dönülmeyecek kategorisinde! Aslında farklı yerlerde de dükkanları mevcut ama burada yemeğinizi yerken sincapları besleyebilir ve onlarla harika bir öğleden sonra geçirebilirsiniz. Benim burger tercihim klasik shack burgerden yana oldu, yanında patates almadan geçmeyin peynir sosuyla şahane oluyor. Buranın özelliği önce gidip sipariş veriyorsunuz ve size verilen kumandayla masanıza gidip oturuyorsunuz. Kumanda titrediğinde gidip siparişinizi alıyorsunuz, ismini  de bu özelliğinden alıyor. Yakın zamanda Avrupa'ya açılıyorlar, ilk durak Londra olacakmış benden söylemesi.



Devamı yakında...

2 yorum:

  1. Çok güzel bir blogunuz var. Bu yazınızın devamını da merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, beğenmenize sevindim. Devamı pek yakında gelecek :)

      Sil