Inspiration #10

New York Notları #1

Hayatımın enteresan bir noktasında karar verdim New York seyahatine. Bir Aralık günü ani bir kararla gidiş-dönüş biletimi aldım ve dünyanın öbür ucuna gitmeye evet dedim. 2012'de bir diğer ucu Tayland'a gitmişken mesafemi yine geniş tutmak istedim :)

Aktarmasız uçuşlar her zaman favorim olmuştur, uzun mesafeli yolculuklarda önceden biletinizi almak ve THY gibi şirketleri nasıl olsa pahalıdır diye atlamamak gerekiyor. Tahmin ettiğinizden çok daha uygun fiyatlara halledebilirsiniz. Uçakta dizi izlemenizi ve bol bol uyumanızı tavsiye ederim. Ben eşitlemek için bir gece önce uyumadım ve tüm uykumu uçağa sakladım. Şimdi doğru yaptığımı anlıyorum, ilk gün akşam 8'de devrilsem de, diğer günler uykum düzene girdi ve yorgunluk hissetmedim. Amerika'ya adım attıktan sonra macera başlıyor, benim için 1.5 saat süren umarım sizin için daha kısa sürecek pasaport kuyruğu. Kuyruk bitip, görevliye ulaştığınızda kalacağınız yer, süre ve ne amaçla geldiğiniz soruluyor ve vizeniz veriliyor. 2 hafta kalacağım dediğim halde 6 aylık kalma hakkı verdikleri için teşekkür ederim. Sanırım seveceğimi tahmin ettiler, bazı ülkeler bu konuda çok cimri olabiliyor.

New York'ta kaldığım yer Astoria, Queens. 1900 ve öncesinde yapılmış binaların olduğu ağaçlarla dolu şahsına münhasır bir yer. Ben çok sevdim, metroya yakın, Manhattan'a 15 dakikada varabiliyorsun.

New York'ta beni en çok şaşırtan insanların iyi niyeti ve ilgisi oldu. Herkes teşekkürler ve özür dilerim laflarını dilinden düşürmüyor. Mağaza çalışanları özellikle ilgi göstermek ve rahat bırakmak arasındaki farkı çok iyi biliyor. Bizden daha kibar ve sevecen olduklarını kesinlikle söyleyebilirim. Ayrıca New York çok soğuk yani ben soğuğun tanımını burada öğrendim diyebilirim. Hava -14 olduğunda hissedilen -28 oluyor ve soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Artık -3 gibi dereceleri eldiven takmaya lüzum yok yahu hava sıcak gibi bir tavırla karşılıyorum, zaten New York'lular kısa taytla filan dolaşıyorlar o havalarda :/

New York'a gelince ilk yapmak gereken New York klişelerini yerine getirmek. Bu uğurda adımımı Magnolia Bakery'a atmam kaçınılmaz oldu tabii ki. Ben çok beğendiğimi söylebilirim, abartıldığı kadar var.

Bugünlük benden bu kadar şu an Soho'da Le Pain'de kahve ve tatlı keyfimin arasından sizlere ulaştım. Devamı yakında :)

Awesome People Hanging Out Together

Bugün sizlerle 'Awesome People Hanging Out Together' isimli blogu paylaşmak istedim. Adından da anlaşılabileceği üzere harika insanların birlikte takıldığı anların fotoğraflarından oluşan bir blog. Bence vakit kaybetmeden zaman tünelinde kaybolun!

Marcel Duchamp and John Cage, Toronto, 1968

Mick Jagger, Catherine Deneuve and Andy Warhol, Montauk, 1975

Jeanne Moreau and Miles Davis

Tim Burton and Vincent Price

Lauren Bacall, Humphrey Bogart and Marilyn Monroe

Robert De Niro and Martin Scorsese 

Alternative Ending

Hızlandırılmış hayatım hakkında düşünüyorum şu sıralar, belki de hayatımız demeliyim. Kendimde ve çevremde süregelen binbir değişimi gözlemliyorum, ne zaman bu hale geldi(k)m diye düşünüyorum. Her gün öyle bir güne uyanıyorum ki; portakal suyumu vitamini kaçmasın diye hızlı içmeli, twitter'ı yeni yazılar gelmeden kaçırdığım noktaya kadar hızla gözden geçirmeli ve instagram'da kaldığım yerden çabucak devam etmeliyim. Like'lamalı, Share'lemeli ve Retweet etmeliyim, paylaşmazsam ölürüm hastalığına yakalanmışız da haberim yokmuş sanırım. Bu hızlanma ve beynimin tahammülsüz tavrı bana neler mi getiriyor. Üç işimden ikisini not almadığım takdirde kesinlikle unutuyorum, her yeni tanıştığım insana acaba adı neydi diye soran gözlerle bakıyor ve ilgili gözükmeye çabalıyorum. Beğendiğim yemeğin tarifini aklından bir çırpıda veren kuzenime 2 yumurta?? ee sonra ne demişti?, neyse belli etme kafanı salla şeklinde düşünerek bakıyorum. Her zaman oradayım ve anı asla kaybetmiyorum ama çoğu zaman durup dışarıdan bakmak istiyorum. Durulmak, yavaşlamak ve kahvemi asıl kafamı vermem gerekenlere verirken yavaşça yudumlayacağım bir güne uyanmak istiyorum.