20 Mayıs 2012 Pazar

Görmek için Bakmak Gerek

Bu aralar nedense araştırma rotamın merkezinde illüstrasyon çalışmaları var. Gördüğüm işleri topluyor ve sanatçılarının izini sürüyorum. Bugün sizinle farklı sanatçılardan illüstrasyonları paylaşmak istiyorum, sözleri okumak yerine bakalım bugün görmek için!


Diela Maharani

Iv Orlov

Joana Rosa Bragança

Kris Tate

Sandra Dieckmann / Christmas Lynx

Yasmine Surovec

Alan Brown

Yoko Furusho

Jen Corace


İllüstrasyon/Grafik ile ilgili paylaşımlarımı http://pinterest.com/serrahanim/illustration-graphic/ adresimden takip edebilirsiniz.

10 Mayıs 2012 Perşembe

dene #1

mathilde aubier


günlerden olmuş perşembe, ne işim var benim demiş. sorgulamak ya önemli olan; kendini, kendine yakını, kendine yakından ötürü sende oluşanı. neredeymiş bu hayatın önemi, kimdeymiş tüm kaleler, ya anahtarlar? nerede o her kapıyı açan, o her deliğe uyan anahtarlar. uzatmış elini, çatlamış yerlerinde gezdirmiş kupanın. kafasını kaldırmış cevaplar hep yukarıdaymış gibi. öyle ya geçmiş arkanda gelecek önünde, cevaplar ise hep yukarıda. bugün yine sözler vermiş kendine, yine tutamamış ne istikrar. neyse demiş yaparım, ederim daha günlerim var benim. itunes shuffle'da, eller klavyede, müzikler çok karışık. asıl aklı karışık ya, neyse perşembe sen bugün de böyle geç.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Juliana Santacruz Herrera

Bugün Juliana Santacruz Herrera' nın Paris sokaklarında yaptığı düzenlemeyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Herrera; Paris sokaklarına kendi görsel müdahalesini, ördüğü rengarenk kumaş şeritlerini sokaklardaki çatlak ve deliklere doldurarak yapmaya karar vermiş bir sanatçı.


Bu tarz projeler her zaman ilgimi çekmiştir, bir yeri olduğundan daha farklı hale getirmek için onu 'yamamak' özellikle de bir şehrin deliklerini, çatlaklarını kısaca kusurlarını bir sanatçının görsel algısıyla yamaması fikri gerçekten insanı düşünmeye sevk ediyor.


Gösterişli renkler kullanarak yapılan örgüler belki de yaşanmışlıkların talihsiz anılarını kapatıyor, gri sokaklarda yürürken karşınıza çıktığında dudaklarınıza naif bir gülümseme konduruyor. Her çatlak, her boşluk aynı şekilde doldurabilse diyor ve huzurlarınızdan birkaç resim daha ekleyerek ayrılıyorum. Bu tarz projeleri seviyorsanız Jan Vormann'ın legolarla yaptığı benzer bir çalışma Dispatchwork'e bakabilirsiniz.





4 Mayıs 2012 Cuma

Pakayla Rae Biehn

Pakayla Rae Biehn, harika yağlı boya tablolar yapan San Fransisco'lu bir sanatçı ancak buraya konu olmasının sebebi fotoğrafçılıkta 'Double Exposure' olarak geçen ki sözlük anlamıyla 'aynı filme yanlışlıkla üst üste çekilen poz' demek olan yöntemi tablolarını yaparken kullanması. Eğer ilk defa burada görüyorsanız aşırı etkilenme ihtimaline karşı sizi şimdiden uyarmak isterim çünkü bu işleri gördükten sonra aklınızdan gitmesi imkansız.




Öncelikle 'Double Exposure' konusunu biraz detaylandıralım. Analog makinalar bu aralar tekrar yükselişte ben de bir Diana F+ kullanıcısı olarak bu dünyanın içerisindeyim. Bu şirin mi şirin analog makinalarınıza filminizi yerleştiriyor ve asla sıkıcı fotoğraflar çekmemeye yemin ediyorsunuz. Sonrası uğraşınıza ve yaratıcılığınıza kalmış. Bir kere başladınız mı bırakmak güç hem de meşakkatli bir uğraş, beni fotoğraf çekince defterine koşup tuttuğu saniyeyi yazan biri haline getirdi gerisini varın siz düşünün. Burada makinanın B (BULB) modundan bahsetmekteyim, bilen bilir bilmeyene bir postla anlatayım en iyisi.




Sözlükte 'aynı filme yanlışlıkla üst üste çekilen poz' olarak tanımlansa da günümüzde bilerek, istenilerek ve uğraşılarak yapılmakta aslında. Makinanızda istediğiniz bir kareyi çekiyor, filmi ilerletmeden aynı kareye tekrar çekim yapıyorsunuz kamerasına göre değişse de bu sayı kimi zaman 2'den fazla kere de olabiliyor. Ortaya masalsı bir dünya çıkıyor. Pakayla Rae Biehn'de bu dünyadan etkilenmiş olacak ki kimi fotoğrafçılarla işbirliğine girerek bu üst üste pozlanmış fotoğrafları detaylandırarak harika yağlı boya tablolalara dönüştürmüş. Kimi zaman rastgele yaratılan fotoğrafları kullanırken kimi zaman da kendi planladığı çekimlerin fotoğraflarını kullanmış. 





Çalıştığı fotoğrafçılardan bazıları; Alex Welsh, Marija Strajnic, Kendall Paulsen, Max Tomlinson, Chloe Aftel, Sabino Aguad, Jean-Pierre Guenec, Tamara Lichtenstein, Jeff Enlow ve Tanya Prilukova. 




Sanatçı hakkında daha fazla bilgi için: http://www.youshouldtakecare.com

1 Mayıs 2012 Salı

Mixed Media

Bugün tek bir sanatçıdan bahsetmeyi planlarken vermek istediğim örneklerin çokluğuyla dümeni "Mixed Media" konusuna kırmaya karar verdim. Böylesine uçsuz bucaksız bir konuyu hangi tema etrafında toplayacaksın derseniz, size tek bir kelimem var "Nakış" yani yabancının deyimiyle "Embroided Mixed Media" konusundayız bugün. 


Ne zaman ilk bakışta birbiriyle ilişkisi olamayacak parçaların birleştirildiği bir iş görsem, zihnimdeki puzzle'da eksik bir parça kendine yer bulur. Neden benim aklıma gelmedi sorusu peşi sıra beynimi kovalarken "ama güzel yapmış hani" nidaları kalan kıskançlık damarını ilk hayranlık çukuruna iter. Özellikle de eski ile yeni rafine bir şekilde iç içe geçtiğinde ayrı bir keyif aldığımı söyleyebilirim. İşte size bugün tam da böyle işlerden bahsedeceğim.

JOSE ROMUSSI

Jose Romussi; Şili doğumlu, Berlin yaşayışlı ama zaman zaman ispanya'da da görülen bir sanatçı. Eski siyah-beyaz balerin resimlerini alıyor ve onları yeniden "yeni" haline getiriyor. 


JOSE ROMUSSI



Nakış yapmak, işlemek, süslemek, oyalamak geleneksel bir temayı çağrıştırırken eski resimlerle buluştuğunda çok farklı bir etki yaratmış. Romussi'nin nakışla yarattığı sıralar resme hareketlilik getirirken bir yandan da resmi onun görmek istediği şekilde yeniden görmemizi sağlıyor. Fotoğrafların güzelliği ve balerinlerin de katkısıyla yaratılan işin naifliği göz önüne alındığında ortaya çıkan sonuç tartışmasız sizi heyecanlandırıyor.




MAURIZIO ANZERI
                                                         

Maurizio Anzeri; 1969 yılında İtalya-Loano'da doğmuş bir sanatçı. Saçtan yaptığı heykellerle bilinen Anzeri'nin nakış yöntemiyle farklılaştırdığı fotoğraflarıyla ilgiliyiz bugün. İki sanatçı arasındaki tarz farkının hemen göze çarptığını söyleyebiliriz. 


MAURIZIO ANZERI


MAURIZIO ANZERI


Geçmiş ve geleceği geometrik desenler ve çoklu renklerle zenginleştirilmiş nakış tekniğiyle birleştirirken tarihi bir ana ait verileri ve materyalin anılarını yeniden düzenleyerek ve tanımlayarak çağdaş bir imaja dönüştürüyor. Yarattığı süslemeler figüre özel, ayrıntılı bir kostüm gibi dururken aynı zamanda psikolojik olarak o ana has bir aura yaratıyor. Fotoğrafların vintage dokusu ile keskin nakışlar birleştiğinde etki kat ve kat artıyor. 


MATTHEW COX


Philadelphia yaşayışlı artist Matthew Cox; geleneksel nakış sanatını röntgen filmleriyle birleştiriyor. Vücut parçalarından oluşan röntgenlerde orjinal boyutlara sadık kalarak yapılan nakışlar hayalvari bir sahne oluşmasına sebep oluyor. Birbirinden keskin bir şekilde ayrılan malzemeler amacının dışında kullanılarak anlamlarını yeniden okumamız sağlanmış.


MATTHEW COX


Vereceğim örnekler burada biterken bu işlerde en çok yaratılmaya çalışan havayı sevdiğimi söylebilirim. Romussi örneklerinde gördüğümüz naiflik, zerafet ve resimle nakışların uyumu, Maurizio'da kimi zaman kostümsü bir havaya bürünerek görüneni yeniden görmemizi sağlıyor tabii ki bu sefer farklı bir bakış açışıyla. Matthew Cox'u yarattığı dünya açısından çok beğendiğimi söyleyebilirim. Belki de bir hastalığı tanımlayan röntgen içinde bulunduğu karamsar anlamdan çıkarak daha umutlu ve canlı duygularla birleşiyor.