31 Ekim 2012 Çarşamba

Bu Hafta Neler Oldu? #3

Haftaları biraz geriden takip ettiğim doğru, kusura bakmayın. Konser etkinliklerinin yoğunlukta olduğu bir programla karşınızdayım. Öncelikle son dünya turnesi kapsamında Scorpions abiler geldi İstanbul'a! Sahne önünden izleme şansına nail olduğum bu konserde yaşlılıkları ve solistin hafiften bozulan sesiyle göz doldursalar da içlerinde halen varolan heyecanı ve müzik sevgisini görmek şahaneydi. Özellikle bizim vokallerimizde eksik olduğunu düşündüğüm seyirciyle iletişim sırasında kullanılan dil ve cümlelerin şarkıya geçiş anında bağlanışı beni çok etkiledi. Onlarla coştuk, hit şarkılarda efsane görmenin heyecanıyla mırıldandık ve her zaman yaptığımız gibi son şarkıda kalabalıktan önce konseri terkederek yoğunluktan kaçtık.



Bir sığınak keşfettim, Anadolu yakasında oturuyorsanız her yer sığınak gibi gerçi. Her zaman geçerken gördüğüm ama hiç gidip oturmaya yeltenmediğim bir yere gittim geçen gün. İsmi Romantika ve Fenerbahçe'de parkın içinde. Ne fena yapmışım ne zamandır bakıp geçerek, çay içip tatlılar eşliğinde sohbetse amacınız hem de gözleriniz arada denizi bulsun istiyorsanız buyrun size mabed! Ben sık sık giderim akşam çayına artık!


Konser serüvenim İspanya'nın çıkarttığı güzelliklerden Enrique Iglesias konseriyle devam ediyor. Annemin babasına selam söylememi tembihlediği konser yolculuğum yine sahne önü şansıyla sürdü. Enrique elimi uzatsam orada desem değil çünkü dünyada gelmiş geçmiş en yüksek sahne yapılmıştı, sahne önündeki insanlar Enrique dibine gelmedikçe sahneyi göremiyordu. Kendisi de hayranlarını sahneye çıkarırken bu konuya değindi. Enrique gözlemlerime göre giyimi olsun, hareketleri olsun İspanyol'un apaçisiymiş ama baya bir sempatikmiş. Biz Enrique yıllardır oturuyor sanalım meğer şu dönem bir sürü popüler şarkıya imza atmış, biz de biliyormuşuz şarkıları ama onun söylediğini bilmiyormuşuz sadece. Konserin çok eğlenceli geçtiğini söyleyebilirim hatta Küçükçiftlik Park konserlerinde favorim oldu. 16 yaşlarında bir kızı sahneye çıkarıp dudağından öperek tahminimce kızcağızın ilk öpüşmesini tüm ahalinin izlemesini sağlayarak etrafımdaki kızların kalp krizi geçirmesine sebep olan Enrique, ana sahneye dönerken tekerlekli kutu içinde seyahat ederek hepimizi şaşırttı/güldürdü.



Son olarak bir meyhaneden bahsederek bitiriyorum yazımı. Haydarpaşa garını bilir misiniz? İşte orada bir maden yatıyor; Urla'dan gelme mezeleri, duvara yansıttığı eski Türk filmi görüntüleri ve kanun/ud ikilisiyle muhteşem bir ortam var. Rakı-meze ikilisini sevenlerdenseniz müdavimi olacaksınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder