"If everything’s going bad, we’re going bad as well.”

“I’m going to kill myself tomorrow.”

The Royal Tenenbaums (2001)

“You know what? If everything’s going bad, we’re going bad as well.”

Sedmikrásky (1966)

“If you wake up at a different time, in a different place, could you wake up as a different person?”

Fight Club (1999)

“You’re so earthly and yet so heavenly! You don’t belong to this century.”

Sedmikrásky (1966)

“We accept the reality of the world with which we are presented.”

The Truman Show (1998)

“I think we’re just gonna have to be secretly in love with each other and leave it at that, Ritchie.”

The Royal Tenenbaums (2001)

“Why don’t we play a game?”

Lolita (1962)

“In Heaven, everything is fine. … You’ve got your good things, and I’ve got mine.”

Eraserhead (1976)

“Only one is a wanderer. Two together are always going somewhere.”

Vertigo (1958)

“I’m not much of a dancer.”

Pulp Fiction (1994)

“Why do you look so sad? Because you speak to me in words and I look at you with feelings.”

Pierrot le fou (1965)

via (http://iwdrm.tumblr.com)

Bir Salıncağın Nesi Var, 21 Salıncağın Sesi Var!

Daily Tous Les Jours tasarım stüdyosunun gerçekleştirdiği "21 Salıncak / 21 Swings / 21 Balançoires" projesi içinde bulunan salıncakların hareketleriyle farklı notaların tetiklendiği dev bir kollektif enstrüman çalışması!

Salıncakların her birinin heraketi farklı bir notayı tetiklerken yanınızdaki salıncakların da dolmasıyla kocaman bir orkestraya dönüşmeniz kaçınılmaz oluyor. Her bir hareket müziğinize  farklı bir ivme kazandırırken, kollektif çalışmaların yarattığı heyecan herkesçe paylaşılıyor. Bu projenin amacı şehrin en işlek yerinde her yaştan, her kesimden insanın bir araya gelerek paylaşımda bulunması ve aslında bir nevi alanına sahip çıkması. Benim için çok anlamlı ve resimlerini dahi görmekten keyif aldığım bu projede salıncak seçimi tesadüf değil. Salıncaklar herkesin içgüdüsel olarak nasıl kullancağını bildiği ve çocukluğuna götüren bir obje olduğu için seçilmiş. Umarım bu proje bitmeden Montreal'e gidip kendi müzik grubumuzu kurabiliriz!

Kıvırcık Saçlarla İyi Geçinmenin Yolları

Bugün tanıdığım, tanımadığım birçok kişiden devamlı olarak soru aldığım bir konudan bahsetmek istiyorum. Kıvırcık saçlar! Kimilerinin kabusu kimilerininse en iyi dostu bukleler! Perma mı, boya mı, nasıl şekillendiriyorum ya da hangi ürünleri kullanıyorum gibi soruları o kadar uzun zamandır duyuyorum ki benim de zamanında çok emek harcadığım bu konuyu her beraber inceleyelim istedim. Öncelikle tabii ki annemin karnından kıvırcık saç uzmanı olarak doğmadım ama bu kıvırcıklarla baş etmek için çok uğraştım. Önce yıllarca onlarla inatlaştım, onları toplayarak kullandım, düzleştirmek istedim ama zamanla onların dilinden anladım. Kıvırcık saçlar doğru kullanmayı bildiğinizde her sabah kalkıp saçınızı yapmanızı gerektirmeyen kendinden yapılı saçlara dönüşür, bunu unutmayın!

Öncelikle kıvırcık saçlıysanız saçlarınızı mutlaka katlı kestirmek zorundasınız. Katlı kestirilmeyen saçlar  buklelerin ağırlaşmasına ve zamanla kıvrımını kaybetmesine sebep olduğu gibi kabarmasına da davetiye çıkarır. Saçlarınızı katlı kesime ulaştırdıktan sonra ikinci aşama ise saçlarınıza doğru ürünleri seçmek. Asla ve asla saçlarınızı fırçalamayın! Kıvırcık saçlar fırçalanmaz, açık uçlu geniş tarakla kremledikten sonra taramalısınız eğer katır kutur taramaya çalışırsanız saçlarınızı kırarsınız. Bunlar kıvırcık saç dünyasının altın kuralları unutmayın! Bir diğer en önemli nokta ise saç kurutma makinesinin vigo isimli ucu ile saçlarınızı aşağı doğru eğerek, düşük derece ve düşük ısıda yavaş yavaş kurutmanız! Karşınızda kuaförde kendi saçını kendi kurutan bir kişi var :)

Kıvırcık saçların nem delisi olduğunu unutmamalısınız! Eğer kıvırcıklarınızın düzleştiğinden şikayet ediyorsanız fiyatı ilk alışınızda tuzlu hissettiren ama ürünün mucizesi sayesinde doğru yaptığınızı anlayacağınız bir ürün önereceğim. Schwarzkopf'un Bonacure Acil Kurtarma Serisi! Şampuan, krem ve bakım kremi kimyasal işlemlerle yapısını kaybetmiş saçlarda oldukça etkili daha sonrasında aynı serinin Nem Bombası modeline geçiş yapabilirsiniz. Ama şunu belirtmeliyim ki hiçbir ürün uzun vadede işe yaramıyor bu ürünü kullanırken de ara ara farklı markaların ürünlerinden kullanmalısınız. Bana gore bu yöntemle daha etkili sonuçlara ulaşılıyor.

Saçlarınızı şampuanladıktan sonra iyice suyunu alıp, kremi uygularsanız saçlarınıza daha iyi etki edecektir. Size tavsiyem kremleme aşamasından sonra saçlarınızı toplayıp 3 dakika kadar bekletmeniz ki saçlar isteği nemi alabilsin. Banyo sonrası saçlarınızın havluyla nemini alırken saçlarınızı çitilememeye özen gösterin. Daha sonra ben Elidor'un bukleler için olan kreminden gerçekten fındık tanesi kadar alarak saçlarımın orta kısmından uçlara kadar yayıyor ve geniş uçlu tarakla tarıyorum. Bu noktaya özellikle saçlarının köpük ve benzeri ürünler sonrası katır kutur olmasını istemeyenler dikkat etsin. Tarama işleminden sonra başınızı eğip, saçlarınızı öne atarak ve bukleleri avuçlayarak köpük uygulamasını yapabilirsiniz, benim köpük için tercihim Loreal Curl Mousse!

Bu uygulamaları tamamladıktan sonra saçlarınızı öne atarak düşük ısı ve düşük hızda saçlarınızı kurutmalısınız. Bu noktayı bir dahaki banyoya kadar saçlarınızın iyi gözükmesini sağlayacak en önemli aşama olarak görmeli ve hızlı kurutmaya çalışmamalısınız! Kurutma işleminin bittiğine inandığınızda saçlarınızı geriye atın ve saç ayrımınızı ayarlayarak spreyleme işlemini gerçekleştirin. Benim sprey için tercihim Morfose'un turuncu olanı, sertleştirmiyor ve yapısı hoşuma gidiyor.

İşte mükemmel kıvırcık saçlara ulaşmanın yolu meşakkatli ama sonucu tatmin edici bu aşamalardan geçiyor. Aklınıza takılan bir soru olursa ya da uygulayıp da memnun kalırsanız yorumlarınızı duymayı çok isterim. Kıvırcık saçlılara dev hizmet sağladığım yazımın sonuna gelirken haykırıyorum, kıvırcık saçlı olmak ayrıcalıktır! :)

instagram.com/serrahanim

pinterest.com/serrahanim

twitter.com/serrahanim

P.S: İkinci yazı da yayında! :) 

Eski Sevgilini Nasıl Öldürürsün?

Sosyal medyanın hayatımızın önemli bir parçası haline gelmesiyle artık sevgililerimizi gerçek dünyamızda hayatımızdan çıkarmamız yetmiyor, onlara bir de sanal dünyada müdahale etmemiz gerekiyor. Aslında bu konuda çelişkili düşüncelerim olduğunu kabul ediyorum. İlişkinin sözlü olarak bitmesinden sonra büyük bir hızla sosyal ağlarda tarama yapıp, block tuşuna basmanın bazı arkadaşlarda büyük haz yarattığının farkındayım ama kimi ilişkilerde gerçekten geri dönüş yok mudur? Açıkcası birini bir yerden silersem onu yeniden ekleyecek cesareti kendimde bulabileceğimden emin değilim. Bu konuyu sadece sevgililere mal etmek yersiz ne de olsa artık biten arkadaşlıkların da kutsaması 'unfriend, unlike ve not following' tuşlarıyla yapılıyor.

Artık her sıkıntımıza bir app ile çözüm bulan yaratıcı beyinler eski sevgilileri de maziye yollamanın yolunu bulmuşlar. Killswitch, Facebook sayfanızda tek bir tıkla güncellemeler, etiketler ve resimlerden gerekli temizliği yapıyor ve sizi bu zor durumdan ister tek seferde isterseniz de elle tek tek silmenize olanak sağlıyor. Bu pratik app pek yakında Apple Store ve Google Play'de! Congratulations, your EX is gone!

DIY: Make Your Own Table

Masamdan çok sıkılmıştım ve ahşap bir masaya geçmenin hayallerini kuruyordum. O sırada neden kendi masamı kendim yapmıyorum düşüncesi geçti kafamdan. Ve ben geçmesine izin vermedim, onu tuttum ve işe koyuldum. Bu noktada ihtiyacınız olacak malzemelerin yanı sıra elinizde size yardımcı mühendis bir sevgili olursa şahane olur, dertleriniz yarıya iner :) Efendim öncelikle her proje yapmaya heves etmiş insan gibi tuttuk Koçtaş, Bauhaus gibi yapı marketlerin yolunu. Önce masamızın boyutlarını belirledik ama elimde bir mühendis olmasına rağmen evde duran masamı ölçerek yola çıkmayı akıl edemediğimiz için bu iyi ya, bu gayet iyi nidaları içinde parçalarımızı seçtik. Öncelikle masanızın üst tablasını oluşturacak tahtaları almakla başlıyorsunuz işe. Genelde her yerde aşağıdaki resimde görebileceğiniz markayı bulabilirsiniz ancak Koçtaş'ta biraz daha ucuza satıldığını söyleyebilirim. 

Resim 1: Masanın üst kısmı için 3 adet

Tabla için tahtanızı aldıktan sonra ayaklar için genelde 3m uzunluğunda satılan parçalardan alıp istediğiniz ayak uzunluğuna göre kestirebilirsiniz ya da bizim gibi sırada beklemekten sıkılıp elektrikli testere alarak balkonunuzda kesebilirsiniz :) Ayrıca tablanın altına sabitleyici olarak kullanacağınız sunta almanız ve kestirmeniz gerekiyor. Daha sonra sıra genel malzemelere ve çalışma alanınızı ayarlamaya geliyor.

Resim 2: Masanın ayakları - 4 adet olmalı.

Resim 3: Masaya destek için - 4 adet 

Resim 4: Zımpara olmazsa olmaz!

Resim 5: Ayakları masaya sabitlemek için

Resim 6: Kullanılacak vidalar - Ağaç vidası olmalı!

Resim 7: Masa bitince ayaklarına yapıştırılacak!

Resim 8: Verniklemek için Fırça

Resim 9: Yarı Mat Vernik

İşin buradan sonrasını size resimler anlatacak umarım siz de kendinize masa yapar ve benimle paylaşırsınız :) Aman şu noktayı unutmayın ilk defa dengesi sizin ellerinize kalmış bir üretim yapıyorsanız işi şansa bırakmayın bol bol vidalayın, masanız sağlam olsun!